Dizinin ilk sezonunda, muhafazakar bir aileden gelen Ömer ile seküler bir aileden gelen Kıvılcım’ın aşkı üzerinden, farklı kültürlere sahip iki ailenin bir araya gelerek uyum sağlayabileceği anlatılıyor. Ancak ikinci sezonda, bu teze yönelik pek çok örnek görülmezken, kadın-erkek ilişkileri daha da öne çıkıyor.
Örneğin, Kıvılcım ile Ömer'in ilişkisi, ilk sezonda daha çok kültürel farklılıkları aşmaya odaklanırken, ikinci sezonda daha çok aşk ve tutku odaklı bir hal alıyor. Doğa ile Fatih'in ilişkisi ise, Fatih'in ihaneti nedeniyle büyük bir kriz yaşıyor. Nursema ile Umut'un ilişkisi ise, henüz başındayken Umut'un alkol problemiyle karşı karşıya gelmesi nedeniyle çalkantılı bir hal alıyor.
Bu gelişmeler, dizinin ilk sezonda öne çıkan tezini ikinci sezonda terk ettiğini gösteriyor. İkinci sezonda, kadın-erkek ilişkileri ön plana çıkarılarak, dizinin daha çok izleyiciye hitap etmesi hedefleniyor.
Sonuç olarak, Kızılcık Şerbeti dizisinin ikinci sezonunda, ilk sezonda öne çıkan "farklı kültürlerin bir arada yaşayabileceği" tezi yerini "kadın-erkek ilişkileri" tezine bırakıyor.
Bu değişimin, dizinin reytinglerini artırmaya yönelik bir hamle olduğu düşünülüyor.