19 Mart'taki gözaltı süreciyle birlikte, dolar ve avro kuru hızlı bir şekilde yükseldi, İstanbul Borsası ise iki kez devre kesti. Hazine ve Merkez Bankası'nın döviz kuru artışına müdahale etmesiyle, ekonomideki belirsizlikler daha da derinleşti.
Bank of America (BofA), Türkiye’deki ekonomik durumu değerlendirerek enflasyon tahminini yüzde 25,7'den yüzde 28,1'e çıkardığını açıkladı. Ayrıca, yılsonu politika faiz tahminini de yüzde 30,5'ten yüzde 32,5'e yükseltti. Banka, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) net rezervlerinin son üç günde 21-23 milyar dolar arasında azaldığını belirtti ve bunun büyük kısmının yabancı sermaye çıkışlarıyla ilgili olduğunu ifade etti.
BofA, enflasyonist etkilerin büyük ölçüde Nisan ayında hissedileceğini öngördü. Ayrıca, Merkez Bankası'nın yerel dolarizasyon riski görmesi durumunda faiz oranlarını artırabileceğini vurguladı.
Siyasi gerilimlerin artmasıyla birlikte ekonomistler, Türkiye'nin ekonomik durumunu daha da zorlayacak bir süreç öngörüyor. Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından yaşanan ekonomik maliyetleri değerlendirdi. Demiralp, "Bu maliyetleri daha yüksek kur, daha yüksek enflasyon, daha yüksek faiz ve yavaşlayan büyüme olarak özetleyebiliriz" dedi ve devam etti: "Yaşanan siyasi krizin ekonomik yansımalarının ciddi olacağını öngörmek mümkün."
İstanbul Borsası'nda yaşanan sert düşüşler ve CDS primlerinin 250'den 300'e çıkması, yabancı sermaye sahiplerinin Türkiye’ye olan güvensizliğini gösteriyor. Prof. Dr. Aykut Lenger, "İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla piyasalarda güven kaybı artacak ve bu durum döviz kuru ve borsa üzerinde baskı yaratacaktır" dedi.