MAKÜ Lavanta Tepesi Otelde düzenlenen İftar yemeği öncesi din görevlisi tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. İftar yemeği sonrası İl Müftüsü Ali Hayri Çelik tarafından dua okundu ve Vali Öksüz tarafından konuşma yapıldı. Vali Öksüz program sonunda Şehit Aileleri ve Gazilerin masalarını gezerek hayırlı ramazanlar diledi.
İftar programına başta Vali Türker Öksüz olmak üzere Milletvekili Prof. Dr. Adem Korkmaz, Milletvekili Mustafa Oğuz, Garnizon Komutanı Tank Alb. Şengezer Şimşek, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Musa Talih, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Baro Başkanı Ramazan Gedik, Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, Vali Yardımcısı Yasin Özcan, Vali Yardımcısı Yunus Emre Akpınar, Hukuk Müşaviri Osman Dölek, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Genel Meclisi Başkanı Murat Akbıyık, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Bozkurt, siyasi parti il başkanları, kurum müdürleri, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Burdur İl Temsilcisi Hasan Okyar, şehit aileleri ve gaziler katıldı.
Vali Öksüz yaptığı konuşmada, “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü münasebetiyle, MÜBAREK Ramazan ayında siz değerli şehit alilerimiz ve kahraman gazilerimizle bir arada olmaktan büyük onur duyuyorum.
Bugün, üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmiş olsa da yüreğimizi ince ince kanatmayı sürdüren ve vatan toprağı uğruna ödenen bedellerin ağırlığını ihtar eden bir gün. Bugün, nice koç yiğitlerin kanıyla, nice anaların, babaların, eşlerin ve çocukların gözyaşıyla karılan zafer hamurunun mayalandığı gün. Bugün, acısının büyüklüğü zamana sinmiş bir muzafferiyetin yıldönümü.
Bundan 109 yıl evvel Türk milletinin kaderi Çanakkale’de düğümlenmiş, varlığı Çanakkale’ye mühürlenmiştir. Milli şuurun kahramanlıkla birleştiği er meydanında, Türk’ün yenilmezliği perçinlenmiştir.
Bizim inancımıza göre ömür sermayemiz doğduğumuz günden itibaren eksilmeye başlar. Mesele bu sermayenin ne uğrunda harcandığıdır. Evrensel bir kaide olarak bir şeyin kıymeti ona ihtimam gösterenin kıymetiyle ölçülür. Şehitler hakkında nüzul eden: “Sakın, Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz bunu bilemezsiniz." ayeti kerimesini bu itibarla düşünmek ve üzerine söylenecek her sözü tesirsiz kılan bu büyük müjdenin inşirahından nasiplenmek gerekir.
Çanakkale zaferi mertliğin ve yiğitliğin cisimleşmiş halidir. Çanakkale zaferi on beşlilerin ağıtının zafer marşlarına inkılabıdır. Vatan ve milletin bekası için canlarını feda eden binlerce kahramanın ihtişamlı ve mukaddes bir hatırasıdır.
Çanakkale zaferi milli silkinişin başlangıcı, Anadolu topraklarında düşmana karşı verilen milli mücadele meşalesinin ateşleyicisidir. İlahi muştuya itaat ederek “… mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın almak” için bir an düşünmeyen kahramanların destanıdır.
Ay Yıldızlı Bayrağımızın gölgesinde Devletimizi ilelebet yaşatmak, ezanlarımızın çağlayışını sürdürmek ve her devirde ayrı hasmı olan milletimizi daima muzaffer kılmak için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Kutsal vatan toprağı üstünde aldığımız her nefeste, şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olan aziz vatanı daha mutlu yarınlara ulaştırmanın sancısını çekiyoruz.
Biliyoruz ki Çanakkale ve Kurutuluş Savaşı ruhunu yaşatarak ecdadımızdan ve aziz şehitlerimizden miras bu topraklar için her gün bir öncekinden daha ziyade çalışmak elzemdir. Birlik ve beraberlik içinde geleceğe yürümek, şehitlerimize olan en büyük minnet borcumuzdur.
Anadolu aslanlar yatağı, şehitler yurdudur. Çanakkale’de vatan için can veren serdengeçtilerin torunları bugün aynı mukaddesat uğruna candan vazgeçiyorlar. Vatan ve bayrak uğruna kara toprağa girmeyi şeref sayıyorlar. Bu necip milletin ferdi olmakla iftihar etmemek elde değil. Allah tüm şehitlerimizin mekanlarını cennet, kabirlerini pür nur eylesin.
Ne yaparsak yapalım yiğitlerimizin gösterdiği fedakârlıkla kıyasının mümkün olmadığının bilincinde olsak da şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Aslanlarımızın evlatları bizim evlatlarımız, ana babaları bizim ağzı dualılarımızdır. Onları bir an olsun mahzun bırakmamak devlet olarak asli görevimizdir.
Büyük emeklerle yetiştirdiğiniz, gözünün içine bakmaya kıyamadığınız evlatlarınız bu vatan uğruna canlarını verdiler, kanlarını akıttılar. Sizlerin de bizlerin de canlarından can, kanlarından kan gitti. Bu bilinçle, sizlere karşı sorumluluklarımızın farkında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim.
Ateş düştüğü yeri yakar derler ancak unutmayınız ki o ateşin düştüğü yer bütün vatandır. Bu topraklar uğruna toprağa düşen şehitlerimiz için yalnız ailelerinin değil bütün milletimizin yüreği yanıyor. Bizler, şehit ailelerimizi ve vatan uğruna gazilik payesi almış kahramanlarımızın ailelerini kendi ailemiz olarak görüyoruz.
Canları, kanları pahasına bu vatanı bizlere emanet eden, devletimizin ve milletimizin bekası uğrunda büyük fedakârlıklar gösteren aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi hiçbir zaman unutmayacağız.
Sizlerin dertlerine derman olmaya, sıkıntılarınıza çözüm üretmeye, hüzünlerinizi ve sevinçlerinizi paylaşmaya daima hazırız. Valilik olarak sizlerle ilgili her meseleyi ve sizlerin taleplerini kendi meselemiz bilip, yakından takip etmeye çalışıyoruz. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarımız ve devletimizin tüm imkanlarıyla yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum. İhtiyaçlarınızın ve isteklerinizin ivedilikle giderilmesi bizim için çok kıymetlidir. Siz her şeyin en iyisine layıksınız.
Bu duygu ve düşüncelerle, 109. yıl dönümünde 18 Mart Çanakkale Zaferini kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Çanakkale’yi geçilmez kılarak destan yazan kahramanlarımızı, istiklal ve istikbal için tereddütsüz toprağa düşerek makamların en güzeline mazhar olmuş tüm şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, gazilerimize de aileleriyle birlikte sağlıklı uzun ömür diliyorum” dedi.