Yerel seçimler aslında siyasetin en güzel vaktidir. Heyecan, coşku, insan ilişkileri, özveri, doğduğun, yaşadığın bölgeye ve bölge halkına hizmet etmek ne kadar güzel bir duygu...

Bu duyguyu yaşamış biri olarak samimiyetimle söylüyorum.

Siyaset gönül işidir.
Siyasette gönüllülük esastır.

Yerel seçimler daima şenlik havasında geçer. Vatandaş olarak bulunduğun bölgenin belediye başkanını seçmek için sandığa gidiyorsunuz. İnsanlar hür iradesiyle oyunu kullanıyor. Bu yeterli olmuyor birde meclis üyeleri için sandığa gidiyorsunuz.

Ne kadar güzel değil mi?
Bunlar demokrasi için çok önemli!!!

Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir ufağı olan belediye meclisini kendi bölgenizde, kendi belediyenizde uyguluyorsunuz. Meclis üyelerini kendi bölgenizde yaşayan yöre halkından seçiyorsunuz. Buradaki mecliste toplantılar yapıyorsunuz, kararlar alıyorsunuz.

Ne kadar güzel...

Ancak, ben şahsen son 20 yıldır ilk defa bu dönem kadar yerel seçimlerin ve aday adaylığı sürecinin sönük geçtiğini görmemiştim.

Önceki dönemlerde tüm partilerde birçok aday adayı olurdu. Heyecan olurdu, coşku olurdu. Aday adayları projelerini vatandaşa anlatırdı.

İnsanlar belediye başkanlığına niye aday olmuyor? Niye tercih etmiyor?

Bunun Sosyolojik olarak iyi incelenmesi gerekir.

Bu nedir?

Bıkkınlık mı var?

Siyasetteki nankörlük, vefasızlık bir etki mi?

Siyasetten umutsuzluk mu var?

Aday adayı olursam ya beni aday göstermezlerse çekintisi mi var?

Parti içerisindeki iç çekişmelerden dolayı insanlar aday olmaya çekiniyor mu?

Neyse...

Biraz daha süre var bekleyip göreceğiz.

Bu milletin bilgi ve birikimiyle donanımlı, liyakatlı ve güvenilir insanlara ihtiyacı var.

Ayrıca şu ana kadar aday adayı olan arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum

Allah hepinizin yolunu açık etsin.
Başarılar...