Her yaşın kendine has bir dokusu varmış. Ve elllili yaşlarda öğrendim ki büyümek , olgunlaşmak hiç bitmeyen bir yolculukmuş ve  ZAMAN biriktirilemeyen tek varlığımızmış.

Yaşam yolculuğunuzda size, amacınıza ve değerlerinize uymayan herhangi bir şey için zaman kaybetmek  çok ama çok anlamsızmış.

Geçmişteki tatsız deneyimleri bugüne taşıyarak kendimizi ,ilişkilerimizi ,kariyerimizi gereksi yere zedelemişiz.Her deneyim kendi içinde bir yolculukmuş aslında.. Geçmişte öğrendiklerinizi   cebinize koyun ve ilerleyin.
Bazen hiç hesaba katmadığımız, aklımızdan dahi geçirmediğimiz veya hiç yaşamak istemediğimiz  bir durumla karşılaşmak insana dünyanın sonu gelmiş gibi hissettirebiliyor.

Bu sene de  hayat, bambaşka bir olgunluk kattı  bana , minnettarım … 
Duyduğum bir haberle dünya başıma yıkıldı sanmıştım çocukça  duygularla…
Durumdan haberdar olan;gördüğüm en güzel betimlemeci yazar  çok kıymetli bir öğretmenim babacan tavrıyla , hayatın en ince ayrıntılarını kaydettiği balkonunda  ailesiyle beni bekliyordu. Masada karşısına oturdum; gel yanıma otur ben seni sen beni net duyalım dedi. Boğazımda düğümlenen  hıçkırıkla oturdum yanına.Onun babacan tavrı  karşısında, bilgelik akan   akıcı lisanı ile konuşma sesini duyunca gözlerimden sel oldu aktı yaşlar, içimi çeke çeke sessizce  ağladım.

Sen gelmeden evvel düşündüm ;bu durum karşısında sen gazetede yazı yazsan nasıl yazardın diye dedi ve başladı kaleme aldığı muhteşem hikayeleri tadında tanıklık ettiği hayatlardan kesitler ıanlatmaya. O anlattı ben ağladım, ben ağladım o anlattı. O kadar dingin , sakin bir sohbetin sonunda yüreğim ferahlamış ;öğretmenimin verdiği nasihatlar  ile zihnim  açılmış ve bakış açım değişmişti. Elli küsur  yaşında bile halâ öğrenciydim karşısında.Ne yaşanmışlıklar vardı ,masal  tadında 
eskilerdendi ve bitip gitmişti yiten zaman gibi ,hepsi…Ve biz de o yitik dünün tanıkları olmayacak mıydık?
Ve ben silkelenip , toparlanmak için ilk adımımı oradan ayrılırken atmıştım yaşıma yaşanmışlıklarıma yakışır şekilde…
Evet bir kez  daha büyüyor ve olgunlaşıyordum …
Hayatın zalim yapısı insanı ne kadar isyan ettirse de hiç bir zaman dünyanın sonu  değildi ve bu düşünceyi yaş aldıkça daha kolay idrak edebiliyordum. Ve değer yargılarımı tekrar sorgulamaya başladım. Asıl olan şu acımasız dünyada finali nasıl ,kim olarak bitireceğimiz değil miydi? E o zaman  on sene önceki ben gibi duruş sergilememeliydim yaşananlara.
Panikleme evresini kısa tutmalıydım. Çeyrek asır ömrü boşuna mı yaşamıştım?
Kendime,   yeniden  başlamaktan korkma , sıfırdan başlamıyorsun heyben tecrübe ve olgunluklarla  dolu ; deneyinlerden başlıyorsun dedim.Her yeni gün hayata yeniden başlamak değil miydi?

Daha  bir dik durdum baktığım   aynanın karşısında, dimdik…
Ben yeni bir yaş ve yeni bir deneyim kazanmıştım  ne mutlu bana…
Olanı olgunlukla karşılamaya başladım.Kendimle gurur duydum sabrım adına.
Hayatın en keyifli hali de bu değil mi;İnsanın kendine davranışıyla kendinin gurur duyması?
Kendimizden öğreneceğimiz  ne kadar  çok şey varmış ,
insan en çok kendisiyle kavga edermiş  meğer..
Hayattaki en anlamlı ve korunması gereken ilişki; kendimizle kurduğunuz ilişkiymiş.
Elimden geldiği kadar çocuk;zekamın ve vicdanımın elverdiği kadar  yetişkin olmaya çabalıyordum  bu hayatta.
Tüm  vicdani , ahlaki duygularımızı harmanlayarak diyebilmeliyiz ki kendimize; Ben benim işte…
Biraz eksik , biraz fazla ama aslında ne eksik ne de fazlayız bu hayatta.
Güzel insanlar biriktirdim, güzel insanlar kaybettim herkes gibi.
Getirisiyle götürüsüyle  bu hayatta umudumu kaybetmedim ne kendi adıma ne de insanlık adına, kimse de umudunu kaybetmemeli.
Hayatımın şu anki noktasında bulunduğumdan dolayı kendimi kutluyorum. Her bir yaş, insana  yeni bilgiler, yeni anlayışlar ve yeni başlangıçlar getiriyor.
Kendimizle olan yolculuğumuzda her gün kendimizi  yeniden keşfetmeye devam etmeliyiz.

Yaşadığımız  her tecrübe, bizi bugün olduğumuz   insan yapmakta.
Bu süreçte bize güç veren ve bizi destekleyen herkese  teşekkür etmeliyiz aslında.
 Ve ben kendime olan saygımla  birlikte,  yeni yaşımı coşkuyla karşılıyorum.
Bu dünya kimseye gül bahçesi vadetmiyor  bahçıvan biziz.
Lütfen sene i devriyenizde kendinize şu güzelliği yapın, deyin ki kendinize;
“Sevgili Ben,
Bugün senin için özel bir gün! Geçen yılların tüm zorluklarına ve güzelliklerine bakarken, kendine ne kadar çok şey katabildiğini görmek harika. Yeni yaşında, hayallerini gerçekleştirmeye devam et, kendine inan, sana inananları yarı yolda bırakma  ve her günü dolu dolu yaşa.
Mutlu yıllar!”

Yeni yaşlarımız  hayatızda umut ve mutluluklarla dolu yeni bir sayfa olsun.
Her şeyin başı sağlık,beden ve ruh sağlığı.
Sağlıcakla  kalalım gerisi teferruat…
Teşekkür ederim öğretmenim…