1973 Yılıydı, Daha İlkokul'a başlamamıştım. Milli Bayramlarımızı, o zamanlar oturduğumuz evin hemen önünde kasaba meydanında kutluyorduk.

Bir gün öncesi 28 Ekim'de, evimizin önünde büyük bir hazırlık yapılıyordu. Herşeyi yakından takip ediyordum. Öncelikle çevre temizliği yapıldı. Kasabamızın gençleri ve öğrenciler tarafından meydan bayraklarla donatıldı. Bu çalışmalar yapılırken herkesin yüzündeki heyecanı ve mutluluğu görebiliyordum. Ben de çok heyecanlıydım. Çünkü yarın Cumhuriyetimizin 50.yılını kutlayacaktık.

Ertesi gün en güzel elbiselerimi giydim. Tören alanında beklemeye başladım. Öğrenciler bando ekibiyle beraber disiplinli bir şekilde hiza halinde alana geliyorlardı. Meydanda toplanan halkla beraber o kadar heyecanlandık ki anlatamam. Herkes öğrencileri ayakta alkışladı.

En önde şanlı Türk bayrağımızı taşıyan öğrencimiz, ardından bando ekibi, ardından en güzel takım elbiseleriyle Ortaokul öğrencileri ve ardından da o güzel siyah önlükleriyle İlkokul öğrencilerimiz...

Açılış konuşmasını yapan öğretmenimiz 50.yıl marşının dizeleriyle çok güzel bir konuşma yaptı.

*

Müjdeler var yurdumun toprağına taşına

Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına

Bu rüzgarla şahlanmış dalga dalga bayrağım

Başka bir tuğ yaraşmaz Türk'ün özgür başına.

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu

Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu

**

Daha sonra diğer öğrencilerimiz heyecanla şiirler okudu.

Ortaokul öğrencilerimizden birisi Bandırma Vapurunu o kadar güzel okudu ki...

Çok heyecanlandık, gurur duyduk, ağladık

*

Ben Bandırma Vapuru

Mustafa Kemal'im güvertede

Kaputuna bürünmüş

Bakışlarında kararlılık, saçlarında rüzgâr

Yıldızlar geçiyor alnından

Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne

Mete'ler, Bumin'ler, Kutluk'lar

Sıyrılıp Altay dağlarından

Ona doğru yürümüş

Ben Bandırma Vapuru

Duyarım sesler gelir Anadolu’dan

Samsun'a doğru

Bir şey var gecenin içinde

Rüzgârlarla karanlıklarla dağılan

Bir şey var gecenin içinde

Mustafa Kemal'in sevinciyle ağaran.

*

Törenin sonlarına doğru benim heyecanımı gören öğretmenlerimiz folklor yeteneğimi de bildiklerinden beni sahneye davet ettiler.

6 yaşında çocuk halimle çok mutlu olmuştum.

Sahnede Şükrü Erkan ile beraber Cumhuriyetimizin kuruluşunun 50. yılında ATAMIZIN oynadığı Zeybek oyununu oynadık. Bu fotoğrafı hala saklarım.

Yıllar yıllar geçti. Şimdi yıl 2023...

Üzerinden elli yıl geçti.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.yılı

Dile kolay...Bir asır...

Aynı heyecanımız devam ediyor.

Cumhuriyeti seviyoruz çünkü biz Cumhuriyetin çocuklarıyız.

Cumhuriyet seviyoruz çünkü demokratik yaşamayı seviyoruz.

Özgür olmayı seviyoruz.

Haklarımızı kullanabilmeyi seviyoruz.

"BENİM NACİZ VÜCUDUM, BİR GÜN ELBET TOPRAK OLACAKTIR. FAKAT TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR"

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün söylediği gibi;

Cumhuriyet'e sonuna kadar sahip çıkacağız.

Şimdi hep beraber haydi haydi haydi...

Cumhuriyetimizin Yüzüncü yılını muhteşem bir şekilde kutlamaya...

YAŞASIN CUMHURİYET!