Bu yıl da artık dibin dibini gördük.

Yok artık ya; bu da olmaz dediğimiz ne varsa yaşadık, yaşıyoruz umarım yaşamayız artık.
Hayata dair bir yaşam enerjisi kalmadı çoğu insanda.
Sosyal medya sanal dünya insanları oldu insanlarımız.
Gerçek alandan çıktık toplum olarak.
Öncesinde ;ne kadar öncesinde olduğunu bile hatırlamakta güçlük yaşadığımız geçmişte; yıldönümü, bayram arifelerinin bir heyecanı olurdu.
Umudu vardı herkesin, tükendi umutlarımız, sevinçlerimiz.
Ama İnsanoğlu bitmeyen bir umudun ürünüdür.
Her yeni yıla da bu umutla başlıyorduk.
Oysa kendini belli etmiştir gelen yıl eskisi giderken.
Yarınlardan, yeni yıldan mübalağalı beklentiler ummayın.
Çemberinizi daraltın, sevdiklerinize , sahip olduklarınıza, essahtan size ait olanlara sahip çıkın.
Başınızı kaldırın,gafletten farkına varamadığımız , anlarını kaçırdığımız kainatın süsü gökyüzüne bakın.
Gündüzden geceye, geceden gündüze kademeli geçişe tanık olun.
Güneşi batıralım ki yıldızların güzelliklerine şahit olalım;güneşin doğuşu için yeniden heyecanlanalım.
Yıldızları, ayı, güneşi, bulutları seyredin , yağmurda ıslanın ve hayatın gizemini keşfedin.
O gizem ki; saçma sapan yaşanmışlıkların ne kadar manasız aslında evrenin ne kadar yaşanılası bir yer olduğunun farkına varmanızı sağlayacak.
İçimiz sıcacık sevgi ile dolsun, dolsun ki kendimizi sevip sahip çıkalım.
Sarılınca size iyi gelen kim varsa yapışın yakasına bırakmayın.
Umut bu duygularla tekrar can bulacak.
Herkese mutlu seneler…