Bucak Depreme Hazır mı? Hemen bendeki yanıtı aktarayım, itiraz varsa alalım..

Türkiye’de 900 küsur ilçe depreme ne kadar hazırsa Bucak ilçesi de işte o kadar hazırdır..

Bugün yetkin bir isimden kulağıma fısıldanan malumat şaşırtmadı beni..

Neydi o sır bilgi?

Bucak ilçesinde depreme dayanaksız binalar belirlenmiş mi?

Evet, bir elin parmak sayısı kadar bina ya da yapı depreme dayanıksız çıkmış..

Ne olmuş peki?

Yıkılamamış, bir de üstüne üstlük imar affı gelmiş, hadi geçmiş olsun denmiş..

Önerim şudur: 

Yaşı 30 yıl ve üzeri olan çok katlı binalar mutlaka depreme dayanıklılık testine tabii tutulmalı, içinden çürük çıkanlar için yıkılma kararı acilen alınmalıdır..
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Süleyman Demirel Bulvarı ile Üçgen Kavşaktan Şirlek’e kadar giden yolun kullanım hakkı mutlaka Bucak Belediyesi üzerine almalıdır..

Bu önerimi geçmişte yaptım. Ne yerelden ne de genelden pek kale alınmadık. Ancak ısrar ediyorum ve tekrar ediyorum:

‘’Bucak ilçesinin kalbinden geçen ana yolun sorumluluğu; Karayolları Bölge Müdürlüğü’nde O-LA-MAZ.’’ 

Bunun mantıki bir açıklaması da olamaz. 

Tamam,  çevre yolunun karayollarında olması anlaşılır tarafı vardır. Ancak şehrin tam göbeğinden geçen yolun sorumluluğu Bucak Belediyesi yerine nasıl karayolların da olur? 
Kim bana bu durumu akıllıca izah edebilir?..

Karayollarında olunca ne oldu?

Üçgen kavşaktan başlayan Ahmet Yesevi Caddesi yanlarında, Bucak Belediyesi eski-yeni bina kot durumlarına göre kaldırım düzenlemesi yaptı mı?

Evet, yaptı.

Sonra karayolları ne yaptı?

Bucak Belediyesinin yaptığı kaldırım düzenlemesini dikkate almayarak kaldırım hizasına kadar asfalt döktü mü?

Döktü..

Yağmur yağınca asfalt üzerindeki sular bina altlarındaki dükkanlara girdi mi?

Girdi..

Sorumluluk yok ki karayolları asfaltı döktü, gitti..

Hadi bakalım, Ahmet Yesevi Caddesindeki kaldırımları yeni baştan belediye söksün, beton döksün, kaldırımı yükseltsin ki yağmur suyu asfalt kenarındaki drenajlardan gitsin..

Bana göre karayollarının, kamuoyuna hiç haber vermeden bir eylül sabahı, yolları kapatıp asfaltlama çalışmasına başlaması bile tartışmalıdır..

Son kez tekrar ediyorum: 

Kahvelerden başlayıp Şirlek’te biten ve ilçenin ana arter sayılan yolun kullanım hakkı, resmi yazışmalarla karayollarından Bucak Belediyesine devredilmelidir..
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Hadi biraz da herkesi ilgilendiren altın ve dolar üzerine sohbet edelim..

4 yıl iktisat okudum, Liberalizm ya da serbest piyasa sisteminde neredeyse tüm ekonomistler yeterli dövizi olmayan ülkeler için önerdiği formül bellidir..

Enflasyonun en az 1-2 puan üzerinde faiz vereceksin ki hane halkı birikimini Türk Lirası üzerinden tasarruf etsinler..

Peki, tek başına bu çözüm mü?

Hayır.. 

Ülkemizin petrol-doğal gaz alımı ve diğer hammadde alımı için döviz (dolar-euro) lazım mı?

Evet..

Kim bunu ayarlayacak?

TC Merkez Bankası..

En az 2 yıl karşılayacak döviz stoku var mı?

Yok.. 

En son verilere göre 28 milyar dolar var merkez bankasının..

Çare dışarıdan döviz gelecek ki senin ekonomi çarkların dönsün..

Nasıl?

Turizm ve ihracat kanalıyla olur ağırlıklı olarak..

Ehee pandemiden dolayı turizm döviz geliri çok düşük, ihracat ise ithalatı karşılama oranı yetersiz, döviz açığı oluştu mu?

Evet..

Nerden bulacaksın?

Dışarıdan borç alacaksın..

Veriyorlar mı?

Londra kaynaklı tefeciler çok ama çok yüksek faizli ve kısa vadeli swap kredileri veriyor..

Çare mi?

Değil. Günü kurtarırsın belki ama yılı asla kurtaramazsın..
 
Ne kaldı geriye?

Türkiye’ye en az 100 milyar dolar taze para lazım ki önümüzdeki 5 yılı rahat geçirelim..

Döviz fazlalığı bulunan Çin’den özel antlaşmalarla bu miktar kredi bulunur mu?

Zor..

O zaman IMF dışında seçenek kaldı mı?

Bence yok..

‘Faize hayır, IMF hayır’ denirse dövizi dalgalanmaya bırakmak dışında 
nasıl çözülecek bu sorun?

Şu anda döviz dalgalanmaya bırakılmış durumda olup nereye gider kimse tahmin edemiyor..

Kimisi 10 TL, kimisi 15 TL diyor yani dilin kemiği olmuyor..

Maalesef bu gidişatla hepimiz fakirleşiyoruz, hem de her gün. Mutlaka bir çözüm yolu bulmak zorundayız..

Altın gramı 530’a dayandı, yıl sonu tahminim 600 idi galiba bu sınırı da aşacak gibi duruyor..

Toparlarsak önce faizi artırımı sonra 50-100 milyar dolar arasında taze kredi bulma dışında çözüm ya da iktisadi formül ben bilmiyorum. Bileni de ne okudum ne de duydum..
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Önümüzdeki hafta içinde büyük sürpriz var.. 

Ne mi?

Adı üstünde sürpriz..

İpucu yok mu?



Bir hafta sonraki yazımda buluşmak üzere sevgiyle ve sağlıkla kalın! 

Sokak Gazetecisi
Ömer ÖZDAMAR